12 Haziran 2018 Salı

Hipertansif hasta eğitimi


HİPERTANSİYONLU HASTA EĞİTİMİ


Hipertansiyon aterosklerozun ve erişkin yaştaki mortalite ve morbiditenin en önemli sebeplerinden biridir. Hipertansiyonda en önemli grubu oluşturan esansiyel hipertansiyonda tedavi, yaşam stilini değiştirme, diyet düzenlemesi, egzersiz ve ilaç tedavisi olarak değişik protokollerden oluşmaktadır.(4) Tedavinin yeterince düzenli yapılmaması hipertansiyonun organ hasarlarını artıracağından etkin ve düzenli tedavi oldukça büyük önem taşımaktadır. Bu nedenle tedavi konusunda daha ciddi önlemler alınması gerekmektedir. Tedaviye uyum, hastanın tedaviye gösterdiği titizlik ve tedavi protokolünün kolay uygulanabilirliği gibi faktörlerle ilişkilidir.

Ülkemizde yapılan TEKHARF (Türk erişkinde kalp hastalıkları ve risk faktörleri) çalışmasında koroner kalp hastalığı olanların analizinde Türk erkek ve kadınlarında en başta gelen risk faktörlerinin hipertansiyon ve bedensel etkinlikten yoksunluk olduğu anlaşılmıştır. Erişkinlerimizde sistolik kan basıncı ≥140 mmHg ve/veya diyastolik kan basıncı ≥90 mmHg bulunanların oranı %33.7 dir. Sınırda olarak tanımlanan kesim dışlanıp kan basıncı ≥160/95 olarak değerlendirme yapılınca hipertansiyon oranı % 12.3 olarak bulunmuştur. Kentsel kesim (%15.7) ile kırsal kesim (%17.6) arasında fark bulunmamakla beraber kadınlarda %16’lık erkeklerde ise %11’lik bir oran saptanmıştır.

TEKHARF çalışmasından elde edilen sonuçlarda hipertansiyon sıklığı bölgelere göre değerlendirildiğinde; Doğu Anadolu Bölgesinde tüm erişkinlerde %14.6 lık bir oran saptanmıştır. Bu oran Karadeniz ve Marmara bölgesinden sonra en yüksek orandır. Cinsiyet açısından hipertansiyon sıklığı yeniden gözden geçirildiğinde durum biraz farklılık göstermektedir. Çünkü Doğu Anadolu bölgesi, erkeklerde bulunan %7’lik oran ile en düşük oranlarından birine sahip iken, kadınlarda bulunan %20’lik oranla kadınlar arasında hipertansiyonun en yüksek görüldüğü bölgelerden biridir.
Hastaların neredeyse tamamı tansiyonlarını belli aralıklarla ölçtürmektedir. Bu bulgular hastalarımızın eğitim düzeylerinin düşük olmasına veya yeterince bilgilendirilmemeye bağlı olarak hastalıkları hakkında yeterince bilgi sahibi olmadıklarını göstermektedir. Bu çok önemli bir tespit olup hastalara daha çok zaman ayırıp onların eğitilmesinin sağlanması hipertansiyonun komplikasyonlarının azalmasına katkı sağlayabilir.

TEKHARF çalışmasında hipertansiyon tespit edilen kadınların %38’inin, erkeklerin ise %28’inin antihipertansif tedavi altında oldukları saptanmıştır.(2-6) Tedavi alan erkeklerin %60’ının, kadınların ise %42’sinin kan basınçlarının kontrol altında bulunduğu belirlenmiştir. Görüldüğü gibi tedavi ile ancak hastaların yarısında kan basıncı kontrol altına alınabilmiştir.

Kadınlarda tedavi etkinliği erkeklere kıyasla her iki taramada da düşük bulunmuştur.
Hastaların yaklaşık üçte birinin tedaviye uyumunun kötü olması ciddi bir durumdur. Hipertansiyonlu hastalar sağlık personeli tarafından ilaç kullanımı konusunda mutlaka eğitilmeli ve izlenmelidir.
Hipertansiyon özellikle erişkin nüfusun önemli bir bölümünü etkileyen sağlık sorunlarından biridir.Türk Hipertansiyon ve Böbrek Hastalıkları Derneği’nin 2008 yılında yaptığı “Türkiye’nin Tansiyonunu Ölçüyoruz” kampanyasında, daha önce bir hekim tarafından hipertansiyon tanısı konan olguların oranı %40.4 bulunmuştur. Ülkemizde hipertansiyon hastaları arasında durumunun farkında olmayanların oranı %60, tedavi görmeyenlerin oranı %70 ve tansiyonu kontrol altında olmayanların oranı Hipertansif kişilerin çoğunda kan basıncı kontrolü için ilaç tedavisine gereksinim vardır.

 Hipertansiyon tedavisinde amaç, uzun dönemde ortaya çıkabilecek hedef organ hasarını engellemek, kardiyovasküler ve renal morbidite ve mortaliteyi düşürmektir. En son 2007 Avrupa Hipertansiyon Kılavuzu’nda hastalarda uyum düşüklüğünün ve tedaviye yanıtın hayli değişken olduğu vurgulanmakta, bu nedenle ilaç tedavisine gecikmeden, zamanında ve yakın takip altında başlanması önerilmektedir. Yaklaşık 50 yıldır etkin hipertansiyon tedavisi olmasına karşın, hipertansiyon kontrol oranları halen hedeflenenin çok çok altındadır.

Yapılan çalışmalarda, hastaların ilaç uyumunun düşük olduğu ve bu durumun kan basıncı kontrolü- nün yetersiz olmasına yol açtığı gösterilmiştir. Hipertansiyonun ve eşlik eden kardiyovasküler risklerin önlenmesinde ilaçların düzenli kullanılması önemlidir. Antihipertansif ilaç tedavisine uyum hipertansiyon tedavisinde temel olarak bilinmesine rağmen, antihipertansif ilaç tedavisine kötü uyum hala yaygındır.

İlacı düzenli kullanmama gerekçeleri, tansiyonu normal olduğunda ilacı almama, unutma, pahalı olduğu için ilacı alamama, ilacı bittiğinde hemen reçete ettirememe ya da reçete ettirmeyi ihmal etme ve ilacı kullanmak istememe olarak bilinmektedir . Pekçok çalışmada hastaların ilaçlarını düzenli kullanma durumları yaş ile anlamlı ilişki göstermektedir.50 yaş altı ve genç hastalar ilaçlarını düzenli kullanmayı önemsememekte, kadınlarda da ilaç kullanımı erkeklere göre düzensiz seyretmektedir.Genç yaşta olanlarda hastalığın kabullenilmesi zaman aldığından ilaç uyumunda sorunlar olduğu düşünülebilir.

Sağlık personeli, kadınların tedaviye uyumlarının kötü olması nedeniyle kadın hipertansif hastalarla özellikle ilgilenmelidir.

Tedavi konusunda herhangi bir sağlık ekibi üyesinden bilgi alan hastaların ilaçlarını daha düzenli kullandığı görülmektedir. Hipertansiyon hastaları sağlık personeli tarafından mutlaka ilaçlar konusunda eğitilmelidir.

Hipertansiyonda tedaviye uyumda genç olma ve ilacı alma saatini bilmeme hastaların tedaviye uyumunu, dolayısıyla kontrol oranlarını önemli derecede etkilemektedir.







Hiç yorum yok:

Yorum Gönder